Ozon (O3) üç oksijen atomundan oluşan, renksiz, kararsız, güçlü okside edici etkiye sahip bir gazdır. Ozon ilk kez Alman kimyacı Schönbein tarafından 1840 yılında keşfedilmiştir. İlk teknik ozon birimi ise 1857’de oluşturulmuştur. Edward Fisch 1932 yılında ozonu tıpta ilk kullanımını gerçekleştirmiştir. 1935’de Payer, ozon tedavisinin cerrahi tedaviye katkısını incelemiştir. Günümüzde ise ozon tedavisi değişik endikasyonlar ile farklı branşlarda kullanılabilmektedir.
Doğada ozon iki şekilde oluşur :
- Yıldırımlar, şimşekler ve diğer elektriksel doğa olayları ozonun doğal oluşum yollarından biridir. Oksijen molekülü yüksek voltajla etkileşime girdikten sonra bağlar kopar ve iki oksijen atomuna ayrılır, ayrık atomlar diğer moleküllere bağlanması ile O3 oluşur.
- Güneşten salınan ultraviyole ışınları stratosferdeki oksijen moleküllerinde elektrik akımı oluşturmaktadır. Bu reaksiyon ayrıca, güneşten ultraviyole radyasyon salınımını en çok absorbe edilen bölge olan ozon tabakasını da oluşturmaktadır.
Ozon terapinin vücuda etkileri ve vücuttaki çalışma yöntemi:
Ozon biyolojik ortamlarda düşük miktarda bir oksidatif stres oluşturur. Böylelikle vücutta ozon, oksidatif bir tehdit olarak algılanır. Oluşan bu oksidatif stres vücutta antioksidan savunma sisteminin uyarılmasına neden olur. Ozon kuvvetli bir anti mikrobiyal ajandır. Ozona dirençli bakteri, virüs, mantar yoktur! Bağışıklık sistemini regüle eder immun modülatör etki adı verilen bu etki sayesinde bağışıklık sisteminin ve de metabolizmanın dengeli ve sağlıklı çalışmasını sağlar.
Ozon tedavisi insan vücudundaki iki güçlü potansiyeli olan antioksidan ve anti imflamatuar potansiyellerini kullanarak tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olur ve vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir çalışma yöntemi vardır.
Ozon tedavisinin kullanıldığı hastalıklar:
• Şeker hastalığı(diyabet)
• Romatoit artrit
• Dolaşım bozukluğu
• Gut hastalığı
• Canddidi asis
• Alzheimer
• Parkinson
• Demans
• Amfizem, koah, akut respirator stres
• Retinitis pikmentosa, katarakt, glokom, yaşa bağlı maküler dejenerasyon
• Hiper tansiyon, venöz yetmezlik, periferel arteriel hastalık, venözos
• Herpes simplex, herpes zester, AIDS, hepatit A,B,C , human papilama virüs
• Serebralpaksi
• Alerjik hastalıklar
• Kronik yorgunluk sendromu
• Sistemik lupus eritemotozus
• Crohn hastalığı
• Bağırsak hastalıkları
• Avn hastalığı
• İyileşmeyen kronik yaralar
• Diyabetik ayak yaraları
• Kanser tedavisinde tamamlayıcı tedavi olarak kullanılır.